O zamanlar işsizlik oranı yüzde 5’den yüzde 10’a yükselmiş büyüme oranı ise yüzde 2.8 daralmıştı ve teknik olarak resesyon (iki çeyrek artarda negatif büyüme oranı) dediğimiz bir dönem yaşanmıştı. O zamandan bu zamana kadar da Fed faizi bu rekor düşük düzeyde tutuldu. Fed’in faizini düşürmeye başladığı dönemden bu yana sekiz yıl geçti bu yıl Aralık ayı toplantısı yine 16 Aralık tarihine denk gelecek.
2013 yılının Mayıs ayında o dönemin Fed Başkanı Ben Bernanke ekonominin gidişatına göre artık parasal genişleme adımlarını sonlandıracaklarını söylediğinde piyasalar çok büyük bir türbülans yaşamıştı. Fed’in piyasalarda yarattığı bu türbülans ise 2013 yılının Mayıs ayından beri sürüyor. Ancak o zamandan beri piyasalarda yaşanan hareketlerin çoğunlukla rasyonalize olmadığına da şahit olduk. İşte bu yazının başlığı Fed’in aldığı aksiyonlara karşı irrasyonel tepkilerin sonuna yaklaştığımızı düşündüğümden verildi, zaten sonunda da nedenini anlatacağım.
2013 yılının Mayıs ayında Bernanke toplamda parasal genişleme için geleneksel olmayan bir şekilde piyasaya verilen 85 milyar dolar aylık varlık alımlarının kademeli olarak azaltılacağını söylediğinde piyasa bu hareketin Eylül ayında başlamasını bekliyordu. O yaz Dolar/TL kuru yüzde 20’lere varan artışlar gösterdi EEC olarak o dönemde varlık alımlarının azaltılmasının Eylül ayında değil 2013 Aralık ayında başlayacağını söylemiştik. Gerçekten de Fed varlık alımlarında azaltıma Eylül ayında değil 2013 yılının Aralık ayında başladı ve Eylül ayına yönelik piyasalarda sadece irrasyonel bir akım oldu. O dönemde “sözle yönlendirme” ile hareket ediliyordu. 2016 yılından sonra da artık sözle yönlendirme teriminin kademeli olarak önemini yitireceğini düşünüyorum.
Yine Fed, varlık alımlarının tamamen sonlanmasından sonra parasal genişlemeyi sonlandırarak para politikasında normalizasyona geçiş sürecine ilk adım olarak faiz artırımlarına başlayacaktı ancak bunun beklentisi bu yıl Eylül ayına yığıldığında TL dolara karşı üç ayda yüzde 20’ye yakın değer kaybetti. Bu da irrasyonel bir piyasa hareketiydi. Fed Eylül ayında faiz artırmadı ve bu sefer de Dolar/TL kurunda geçici bir düşüş yaşandı. Yılbaşından beri EEC olarak Fed ilk faiz artırım beklentisini Aralık ayı olarak yerleştirdik, bu beklentim değişmedi Fed’in artık 2008 yılından beri görülen ilk faiz artırımını 16 Aralık’ta yapmasını bekliyoruz. Artık piyasada yavaş yavaş beklentisini (Reuters anketinde yüzde 70) Aralık ayına kaydırdı.
Son zamanlarda da Aralık beklentimi kuvvetlendiren üç gelişme oldu. Bunlardan ilki hemen hemen tüm Fed üyelerinin Ekim ayında mutabık olduğu global gelişmelerin (global yavaşlamanın) büyüme dinamiklerine olan etkisinin bahsedildiği cümlenin 27-28 Ekim para politikası toplantısındaki kararnameden çıkartılması oldu. Ekim para politikası kararında Aralık ayında sıfır faiz politikasının sonlandırılabileceğine değinildi. İkinci olarak Fed Başkanı Janet Yellen para politikasına değinmeyeceği beklenilen 4 Kasım ABD Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi’nde yaptığı sunumunun akabinde soru-cevap kısmında istisnai olarak Fed’in ilk faiz artırımına Aralık toplantısında gidebileceği cevabı verdi. Aynı hafta hem Janet Yellen hem de NY Fed Başkanı Dudley Aralık toplantısının Fed makroekonomik beklentileri karşılanırsa faiz aksiyonunu getireceğini belirtti. Son olarak da 6 Kasım tarihinde Ekim ayı için açıklanan işe alımlar verisi beklentilerin hayli üzerinde gerçekleşerek tarım dışı istihdamda 271 bin kişinin işe alındığı ilan edildi. İstihdam rakamları oldukça kuvvetli geldi, ABD’de işsizlik oranı yüzde 5’e geriledi.
Bütün bunlara ek olarak Fed’in regüler olarak yayımladığı ve makroekonomik politika analizlerinde bir model olan FRB/US modelinin 30 Ekim tarihinde revize hali yayımlandı (http://www.federalreserve.gov/econresdata/frbus/us-models-package.htm ) . Revize edilen hesaplamalara göre ABD’de kısa dönemde enflasyona sebep olmadan gerçekleşen büyüme oranı beklentisi düşürüldü. Bu, genelde “potansiyel büyüme” olarak adlandırılır. Bu revize edilmiş hesaplamalara göre çıktı açığında bir azalma var yani önümüzdeki dönemdeki büyüme oranı orta vadeli enflasyon trendinde potansiyel bir artış sağlama kapasitesine sahip demektir. Yani enflasyon yaratacak bir patikaya geçilebilir.
Fed üyeleri bu FRB/US modeli hesaplamalarında periyodik olarak yapılan revizyonları yakından takip ediyor. Bu hesaplamalar ABD ekonomisinin tam istihdam seviyesine yakın olduğunu doğruluyor. Tam istihdam sıfır işsizlik seviyesi anlamına gelmiyor. FOMC (Federal Açık Piyasa Komitesi) üyelerinin tam istihdam beklentisi yüzde 4.9 seviyesinde duruyor. Yani son açıklanan veriye göre (yüzde 5 işsizlik) ABD ekonomisi tam istihdam seviyesine çok yakın. Tam istihdam genelde konjonktürel işsizliğin olmaması olarak adlandırılıyor yani o ekonomide iş isteyen herkes için yeterince talep var demek. Bir ekonomide, enflasyonu da desteklemesi açısından, tam istihdam seviyesi hiç işsizlik olmamasına yeğleniyor.
Fed Aralık ayında faiz artırdıktan sonra ne olacak?
Bu bölümü tabi faraziye altında yazıyorum. Fed 16 Aralık tarihinde olası bir şekilde ilk faizi artırdığında (10 baz puan ve ya 15 baz puan şeklinde) ABD dolarının ilk tepkisi yukarı yönlü olacaktır ancak bu aksiyonun uzun vadede yaratacağı görünüm daha çok daha önemlidir. Ben Bernanke Eylül 2013’de artık parasal genişlemenin sonuna gelinecek söylemi verdikten bu zamana dolar endeksi (DXY) yüzde 25 değer kazandı, atılan ilk faiz artırımı adımıyla artık bu süreç sonlanmış olacak, beklenti bittiğinden dolayı dolar eski tepkilerini gerçekleştiremeyecek. Şöyle ki alınan ilk faiz artırımı kararından sonra piyasalarda hem Christmas rehavetinin getirdiği etki hem de Fed’in bu faiz artırım serilerine çok yavaş devam edeceğinden dolayı dolardaki son iki yıldır gördüğümüz tansiyon azalacaktır. Fed’in çok geç olmadan faiz adımını atması enflasyon dinamikleri açısından o dolarda istemediği aşırı değerlenmeyi önlemesi açısından da önemlidir. Bu nedendendir ki Aralık ayında alabileceği faiz artırımı kararı Fed için en doğru tarihtir.